Pelin Ergün

Merhaba ben Pelin.

Gastroenteroloji Bilim Dalında doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan çölyaklı bir bireyim. Doktora eğitimimi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı'nda tamamladım. Eğitimim ve işyerim sayesinde hastalığımı tanımam çok zor olmadı ancak birçok şey hala yeni benim için.

Çölyak tanısını Ağustos 2021'de aldım. "Çölyak olduğunu nasıl anladın?", "Sonradan oluyor muymuş yaa?" ve "Nasıl tanı kondu?" tanı sonrası en çok duyduğum sorular oldu. Öncelikle şunu söyleyeyim, gluten konusunda önceden hiçbir problemim yoktu. Çölyak hastalığım sonradan ortaya çıktı. Yaklaşık 1 yıl kadar önce stresli bir dönemden geçmem sebebiyle vücudum alarm vermeye başladı. Geceleri karın ağrısı ile uyanmak, bağırsaklarımda sert bir şişkinlik, huzursuzluk hissi, saç derimde oluşan egzamalar, eklem ağrıları, şiddetli ödem, dismenore ve anksiyete atakları. Ben bu semptomların hepsini strese bağlıyordum. Hatta hayatımda ilk defa bu dönemde 60 kg’yi gördüm (bunun asıl sebebinin ödem ve şişkinlik olduğunu söylüyor ama inandıramıyordum kimseyi :).

Ancak bir süre sonra, süt içtigimde, makarna ve bulgur pilavı yediğimde bu semptomların özellikle de ağrı ataklarımın arttığını farkettim. Ardından beslenme günlüğü tuttum öğün öğün. Ağrı ataklarımdan ortak noktanın katkılı karbonhidratlı ürünler ve direk süt içmek olduğunu farkettim. Besin alerjim olduğunu düşündüğüm için alerji polikliniğe gittim. Kanda transglutaminaz ve anti-gliadin antikorları bakıldı ve prick alerjen testi yapıldı. Nitekim kan değerlerim çok yüksekti, deride de gluten paneline yüksek tepki verdim (Laktoz alerjim çıkmadı bu arada, ama bu sizi rahatsız etmeyeceği anlamına gelmesin, semptomlar olabilir. Ben hala direk süt içmiyorum, rahatsız ediyor). Çölyak olabilirsin cümlesini ilk defa bu esnada duydum. Yine de sadece alerjim var sanıyordum. Ardından kesin tanı için endoskopi olmak üzere zaten işyerim olan gastroenterolojiye yönlendirildim.

Endoskopide çölyak hastalığının en fazla etkilediği yer olan duedonum 2. segmentten çoklu biyopsi alındı. Çölyak ilerlemişse bu bölgedeki mikrovilluslarda inflamasyon sonucu düzleşme (atrofi) olur ve emilim bozukluğu başlar. Endoskopi raporuma göre görünürde bir inflamasyon yoktu ancak son sözü patoloji söyler. Patoloji raporumda da villuslarda bozukluk olmadığı ancak anlamlı T-lenfosit artışı gözlemlendiği, bulguların gluten enteropatisi ile uyumlu olduğu çıktı. Hastalığım çok ilerlememişti ancak çölyak hastasıydım. Hayatım boyunca glutensiz beslenmek zorundaydım. Şokun etkisiyle birkaç gün ağladım, ajite oldum tabii. "Ben ne yiyeceğim? Bilmeden yersem ne olacak? Emilim bozukluğu başlarsa n'aparım?" gibi gibi.

Beslenmeye alışmak konusunda çok zorlanmadım aslında. Zaten çok da sağlıksız beslenmiyordum. En çok zorlandığım kısım sosyal hayatım oldu. Çok defa glutensiz yemek bulurum diye yemeğe gittiğim yerden elim boş, gözüm yaşlı, karnım aç döndüm. Dışarıda glutensiz, hele ki çapraz bulaş olmadan yemek bulmak çok ama çok zor. Tanı aldıktan sonra hemen glutensiz beslenmeye başladım ve bütün semptomlarım neredeyse 2-3 hafta içinde yok oldu. Dismenorem azaldı. Ödem konusunda da haklıymışım :) İlk başta hızla ödem atıp 4-5 kg verdim. Şu an da 53-54 kg bandında gayet sağlıklıyım. Şu an 8. Ayımdayım ve antikorlarım normal düzeylere indi.

Bu sitenin çıkış hikayesi de buradan geliyor. İzmir ve çevresi ile başladığım yolculuğumda, sonradan tüm şehirlere açılmaya karar verip glutensiz yemek yapan restoranları tanıtmak ve diğer restoranlara talep yaratmak istedim. Sizlerden de @glut.end.tr Instagram hesabımdan bir sürü dönüş oldu, hepsini kaydedip deneyimlemeye ve araştırmaya çalıştım, hala da devam ediyorum. Ayrıca çölyak ve gluten ile ilgili bilimsel gelişmeleri, bilinen yanlışları, tecrübelerimi paylaşıyorum. Dilerim bilim birgün çölyak hastalığını da yenecek. İnanıyorum. O zamana kadar paylaşmaya devam edeceğim. Dilerim uzun süre paylaşmam :)

Pelin Ergün Karakaşlı, Çölyaklı bilim insanı (PhD)
@glut.end.tr